OpenAI yönetim kurulu, geçtiğimiz kasım ayında kurucu ortak ve CEO Sam Altman‘ı aniden görevden almıştı. O dönem inanılmaz bir kaos yaşanmış, Microsoft devreye girmiş ve birkaç gün sonra Altman yeniden görevine iade edilmişti. Altman’ın gelişiyle yönetim kurulu da tasfiye edilerek yeni bir kurul seçilmişti. Şimdiye kadar Sam Altman’ın neden kovulduğu hakkında herhangi bir detaya hâkim değildik. Ancak, eski OpenAI yönetim kurulu üyesi Helen Toner, katıldığı bir programda bu süreci detaylandırdı. Sam Altman’ın kovulma nedenleri
Helen Toner, katıldığı “The Ted AI Show” podcast’inde uzuna açıklamalar yapsa da genel olarak bakıldığında her iki tarafın da bazı yanlışları olduğu anlaşılıyor. Toner’ın anlattıklarına göre Altman’ın kovulmasının arkasında birkaç neden var. Öncelikle Altman, OpenAI Startup Fund‘ın sahibinin kendisi olduğunu kurula söylememiş. İkinci bir faktörün ise şirketin güvenlik süreçleri hakkında “birçok kez yanlış bilgi” vermesi olduğu söyleniyor. Toner aynı zamanda Altman’ın görevden alınmasının nedenlerinden bir diğerinin de iki OpenAI yöneticisinin yönetim kuruluna “psikolojik taciz” vakalarını bildirmesi olduğunu söyledi.
Toner’ın söylemleri burada da bitmiyor. Ona göre, Altman’ı kızdıran bir araştırma makalesi yayınlandıktan sonra kişisel hedef haline gelmiş ve kendisini yönetim kurulundan attırmak için Altman, diğer üyelere yalan söylemeye başlamış. Helen Toner’ın açıklamalarına göre Sam Altman, psikolojik taciz, yalan söyleme ve manipülatif davranma gibi nedenlerden dolayı kovuldu.
İşin ilginç yanı OpenAI yönetim kurulunun şirket üzerindeki denetim gücünün eksik olduğunun ortaya çıkması. Şimdiki kurulun tüzük olarak ayakları yere daha sağlam basıyor olsa da anlaşıla o ki, geçmiş kurulda işler pek öyle değildi. Veya daha ilginç olan senaryoda Sam Altman, başına buyruk birisi. Zira Toner, ChatGPT Kasım 2022’de piyasaya çıktığında yönetim kurulunun bundan haberi olmadığını, ChatGPT’yi Twitter’dan öğrendiklerini söylüyor.
Toner, Altman’ın kovuluşundan sonra 4 gün içinde tekrar rolüne nasıl döndüğünü ve buradaki sürecin detaylarına girmiyor. Ayrıca Altman’ın önceki çalıştığı yerlerde de sorunlu davranışlar sergilediğine parmak basıyor. Elbette bu açıklamalar sürecin bir tarafını bizlere sunuyor. Net bir çıkarım için madalyonun öteki tarafını da dinlemek gerekiyor ancak Altman’ın bu konuyu konuşmaya pek istekli olmadığı anlaşılıyor.
