Lübnan dün şiddet dolu tarihinin en ilginç, en benzersiz patlamalarından birine daha sahne oldu. Bu talihsiz ülke uzun sürmüş bir iç savaşın ardından aslında kendisini doğrudan ilgilendirmeyen sorunların savaş alanı durumunda. Başına ne geliyorsa bundan geliyor.
Söz konusu patlamalar bir alana ya da tekil bir hedefe yönelik değildi. Elinde telefon çağrı cihazı olan herkesi eşzamanlı olarak vurdu. Dünkü saldırıyı “benzersiz” kılan da bu tarafı. Yani, her ne kadar üstlenmese de, saldırıyı gerçekleştiren İsrail, özellikle Hizbullah üyelerinin kullandığı telefon çağrı cihazlarını uzaktan patlatarak gerçekleştirdi bu eylemi. Lübnan Sağlık Bakanlığı’nın bu yazı yazıldığı sırada yaptığı açıklamaya göre biri çocuk dokuz kişi yaşamını yitirdi. Hizbullah’la ilgisi olmayan binlerce yaralıdan söz ediliyor. Aralarında İran’ın Beyrut Büyükelçisi Müçteba Amanai de var.
İsrail’in savaşı gün geçtikçe kirli yürüttüğüne tanık oluyoruz. Hastane, okul, kamp çadırı dinlemeden önüne gelen her yeri vuran bir savaş tarzı var. Tüfek icat oldu mertlik bozuldu türünden bir savaş sürdürüyor artık. Taş atıp kolunu yormadan, teknolojinin verdiği avantajlarla ama savaş etiğine bile hiç uymayan bir tutumla düşmanını hedef alıyor. Dün Lübnan’da gerçekleştirdiği bu türden bir saldırıydı.
İsrail’in telefon sinyallerini izleyerek çok sayıda Hizbullah komutanını öldürdüğünü biliyoruz. Bu nedenle, önlem olması amacıyla Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, üyelerinden, militanlarından yanlarında telefon taşımamalarını istemişti. Telefon değil ama çağrı cihazı taşıyanları bulup hedef aldı İsrail.
NASIL PATLATILDI?
İsrail’in bu yeni saldırıda çağrı cihazlarını nasıl patlattığı da merak konusu haliyle. İşin uzmanları patlamaya bu cihazlara güç sağlayan lityum-iyon pillerinin neden olduğunu söylüyor. Bu piller elektronik cihazlarda yaygın olarak kullanılmakla birlikte bazen termal kaçak adı verilen bir aksaklık sonucu da patlayabilirmiş. Bu duruma pil aşırı ısındığında, delindiğinde ya da aşırı şarj yapıldığında rastlanıyormuş.
Nasrallah üyelerine telefon kullanmamalarını söylemiş ama çağrı cihazlarının eski yazılımlarla, şifrelenmemiş iletişim kanalları kullandığını, bu nedenle çok kolay hedef olabileceğini düşünememiş belli ki.
Hizbullah’ın düşmanları, İsrail de tabii, bu çağrı cihazlarına, sinyallerini hackleyerek pillerin aşırı ısınmasına dolayısıyla patlamasına neden olan bir virüs yerleştirmiş olabilirler.
İsrail’in kirli savaşta vitesi yükselttiği bir ortamda Hizbullah, iletişimlerinin izlenmesini engellemek için çağrı cihazlarına çok güveniyordu. Bu eşzamanlı cihaz patlamaları Hizbullah’ın büyük güvenlik açığını ortaya çıkardı. Örgütü psikolojik olarak etkilediğine de kuşku yok.
Ne İsrail hükümeti ne de ordusu saldırıları üstlenmedi.
Ama tüm dünyanın bildiği gibi “faili meşhur” bir saldırı bu.